cezai.org: Bir Hukuk Eğitimi Deneyi

cezai.org: Bir Hukuk Eğitimi Deneyi
audio-thumbnail
Yazıyı sesli olarak da dinleyebilirsiniz.
0:00
/894.798367

Yapay zeka araçları inanılmaz bir hızla ve neredeyse kontrolsüz bir biçimde gelişiyor. Bu durum ilgi çekici olduğu kadar tedirgin edici de. Artık gündelik hayatta dosya düzenlemelerinden, zaman kaybettiren e-postalara kadar pek çok işi yapay zeka sizin yerinize üstleniyor. Üstelik yalnızca yazmakla kalmıyor, zihni angaryalarda, tekrarlayan görevlerde sizin yerinize düşünüyor. Ve bunu, gerçekten de ustalıkla yapıyor.

Fakat başta belirttiğim gibi, bu gelişme aynı zamanda tedirgin edici. Özellikle eğitim alanında, hele ki hukuk gibi argümantatif düşünceye dayalı disiplinlerde, birinin sizin yerinize düşünmesi ve yazması, ki bu iki eylem çoğu zaman aynı şeydir (bkz. Düşünmek İçin Yazmak), gerçekten tehlikeli. Bunu yalnızca, olmayan kitaplara yapılmış atıflarla dolu yapay zekâ ödevler okumaktan usanmış bir hoca olarak söylemiyorum. Yapay zekayı görece etik sınırlar içinde kullanan öğrenciler için bile, okuyan, yazan, sınıflandıran, hatta editörlük yapan bir sistemin zihin tembelliğine neden olması kaçınılmaz.

Bugün, bu pek cazip ama bir o kadar da tehlikeli aracı tamamen görmezden gelmek, yasaklamak ya da analog yöntemlere dönerek öğrencileri ondan uzak tutmak artık mümkün değil. Gelişim hızı öylesine baş döndürücü ki, muhtemelen çok yakında bu araçlara erişmek için bugünkü kadar bile çaba harcamamız gerekmeyecek. Beni tanıyanların tahmin edeceği üzere, kanaatimce bu kaçış ya da yasaklama refleksi doğru bir tutum da değil. Zira, elimizde başka bir seçenek de yokken, Boromir’in sözleri ister istemez insanın kulağında yankılanıyor: Yüzüğü neden kullanmıyoruz? Hakikaten de hukuk eğitiminin bazı yapısal sorunlarına yapay zeka bir çare olabilir mi?

Bana kalırsa, hukuk eğitimindeki en temel sorunlardan biri geri bildirim eksikliği. Bu yıl kontenjanlar azalmış olsa da, hukuk eğitimi hâlâ kalabalık sınıflarda yürütülüyor ve 'ideal koşullarda' uzun okuma ve yazma ödevleriyle, saatler süren sınavlarla şekilleniyor. Benim öğrencilik dönemimde yazılı ödevler pek yaygın değildi, 3-4 saat süren, el uyuşturan ve kalem bitiren sınavlarda ise bırakın kişisel bir geri bildirim almayı, yalnızca cevap anahtarının yayımlanması için bile büyük bir çaba harcamamız gerekirdi. Ne yazık ki bugün de durum çok farklı değil. Öğrencinin kişisel geri bildirim alması bir yana, notlanmış kâğıdını görmek istemesi bile bazen hoş karşılanmıyor. Elbette bu yalnızca bir tutum meselesi değil, aynı zamanda bir imkân meselesi. Bu kadar çok öğrencinin sınav kâğıdını okumak bile kürsüler için ciddi bir iş yüküyken, her birine bireysel geri bildirim vermek, tek tek kâğıt göstermek ve açıklama yapmak çoğu zaman fiilen mümkün olmuyor. Bu nedenle, sınavların öğrenciler açısından öğretici niteliği büyük ölçüde kayboluyor. Çünkü çoğu durumda, neyi doğru neyi yanlış yaptıklarını, hangi noktada eksik kaldıklarını dahi bilmiyorlar.

Peki, ders materyalleri ne durumda? Maalesef bu alanda da tablo çok parlak değil. En azından kendi alanım için söyleyebilirim ki, evet, iyi yazılmış birçok ceza hukuku kitabı mevcut, ancak bunların büyük bölümü pedagojik açıdan lisans düzeyine uygun değil. Fakültemden benden otuz yıl önce mezun olmuş bir büyüğüm, ceza genel kitabımın 400 sayfa olduğunu görüp bununla dalga geçmiş, yetersiz bulmuştu. Aradan on yıl geçti ve aynı kitap bugün yaklaşık 1000 sayfa. Ama ben bu halin ideal olduğu konusunda şüpheliyim. Öğrencilerin eksik, yanlış ya da tuhaf ders notlarını birbirleriyle paylaşarak sınavlara bu notlardan çalışmaları genellikle ayıplanır. Oysa bu konuda tek sorumlu onlar değil.

Bütün bu sorunlar ve imkanlar üzerine düşünürken, yine işin teknik kısmında yapay zekanın yardımlarıyla cezai isminde bir eğitim platformu geliştirdim. Temelde bu sorunlara çözüm olması umuduyla ortaya çıkan cezai'nin temelde iki amacı var:

  • Hukukta bilinmesi elzem olan temel bilgi ve "bağlamı" öğrenciye mümkün olan en uygun şekilde aktarmak.
  • Öğrenciyi hem bu bilgiye ve bağlama hakimiyet hem de bunları kullanış biçimi bakımından test edip ona kişisel geri bildirimler sağlamak.

Bu yazının böyle uzun bir girişten sonra esas maksadı da elbette bu yeni hukuk eğitimi platformundan bahsetmek. Yazının devamında hem platformun şu anki durumundan bahsedeceğim hem de mevcut teknoloji ölçülerinde gelecekte dönüşeceğini umduğum hayalimden.


cezai'nin mimarisi, hukuk eğitiminin iki temel direği üzerine kurulu: Teorik altyapı için Ders Notları ve pratik uygulama için Vaka Analizi.

Platformu şu an kendi öğrencilerimle de öncelikli olarak bu iki modül üzerinden deniyorum. cezai'nin son iki harfine karşılık gelen kısım da 'şimdilik' bu Vaka Analizi kısmıyla ilgili.

Bunlara ek olarak, ilerleyen aşamalarda interaktif Video Dersler ve zenginleştirilmiş Ders Kaynakları bölümleri de aktif hale gelecek. Ancak video kısmında hedefim, sadece kamera karşısına geçip sınıftakine benzer şekilde ders anlatmak değil, daha yenilikçi bir hazırlığım var.

Ders notları hocaya hazırlarken konuyla ilgili bilgileri gerekirse yazılı, gerekirse görsel ve interaktif şekilde sunabilmesini sağlıyor. Bu kısımda hocalar, metinlerin arasında ufak test soruları, karşılaştırma tabloları, düşünce haritaları, ek bilgi kutuları ekleyebiliyor. Şu anda da oldukça kullanışlı olmakla birlikte, halen geliştiriyorum. Burada esas mesele öğrenciye lisans düzeyinde gerekli şekilde konunun yapısını, çerçevesini aktarmak. İçinde elbette ek okuma önerileri, derinleşebilecek tartışmalara dair kaynak listeleri de eklenebilir. Şimdilik sadece ben ders oluşturabildiğim için elbette benim bakış açımı yansıtıyor, burada uygulanacak metot diğer hocalarımızın ama özellikle de öğrencilerin geri bildirimleri ile şekillenecektir.

Öğrenciler ise hocaların hazırladığı bu metinleri üzerlerine işaretler bırakıp notlar alarak okuyabiliyorlar. Şu an aktif olmasa da yakın zamanda bütün bu işaretlemeleri, alıntıları ve notları "Not defterim" sayfasında ayrıca okuyup düzenleyebilecekler. Bu notların düzenli çıktılarını da alabilecekler.

Goethe'nin isabetle belirttiği üzere, "Bilmek yetmez, uygulamak gerek..", öğrencinin bu teorik bilgiyi sadece kalabalık sınıflardaki pratik çalışmalarda, çoğunlukla gözlemleyerek veya sonucunu ancak bir notlandırma olarak gördüğü sınav anında bir seferliğine uygulayarak pekiştirmesini bekleyemeyiz. Burada da imdadımıza Vaka Analizleri bölümü geliyor.

cezai'nin sisteminde her ders notuyla alakalı bir de pratik çalışmamız var. Bu pratik çalışmanın metni, soru sayısı, puanlandırma şekli tamamen hoca tarafından belirleniyor. Ayrıca hoca tarafından bir de cevap anahtarı hazırlanıyor. Yapay zeka yardımcımız bu cevap anahtarını ve hocanın talimatlarını özellikle göz önünde bulundurarak öğrencinin 'kağıdını' değerlendiriyor. Hoca bunların yanında özellikle değinilmesi gereken kavramlar ve öğrencinin kaçınması gereken sık yapılan hatalar konusunda yapay zeka asistanımızı bilgilendirebiliyor. Yine yapay zekanın cevapları puanlarken bonkör ya da cimri davranmasını tercih edebiliyor.

Her hoca farklı yaklaşım izleyebilir ama ben bu tip, evde, her türlü imkana sahip bir öğrenci için kanuna, kaynağa ulaşma imkanı olmadan sınav usulü bir vaka çözümü tekniğini anlamlı bulmuyorum. Bu sebeple hoca vaka metni yanına ilgili mevzuatı da ekleyebiliyor ve öğrenci elbette bunlara da cevap ekranında kolayca ulaşabiliyor. Tek bir şey yasak, yazım alanına başka yerlerde hazırlanmış, kopyalanmış metinleri yapıştırmak. Sistem zaten öğrencinin bunu yapmasına izin vermiyor. Denediğinde uyarıyor.

Öğrencinin, cevabını AI değerlendirmesi için gönderdiğinde o an kullanılan yapay zeka modeline bağlı olarak bir veya birkaç dakika beklemesi gerekebiliyor. Yakında bu bekleme anı için de oyalayıcı bazı sorular ekleyeceğim. Muhtemelen HMGS'de çıkabilecek türde daha az faydalı şeyler olacak.

En önemli kısım elbette öğrencinin AI tarafından hazırlanmış geri bildirimini aldığı kısım. Bu kısmı halen daha iyi duruma getirmek için optimize etmeye devam ediyorum. Bu birkaç ay içerisine öğrencilerimle denerken asıl bu kısmı geliştirme imkanım olacak. Ama şimdiden oldukça iyi sonuçlar aldığımı söylemeliyim. AI hem sorulara teker teker cevaplar üzerinden geri bildirimde bulunuyor hem de hemen aşağısında o sorunun doğru çözüm şeklini anlatıyor. Ayrıca öğrencinin konu bilgisine, argümantasyon kabiliyeti ve dil, ifade tarzına dair özel geri bildirimler, tavsiyeler hazırlayıp puanlamalar yapıyor.

Öğrenci bütün vakalara ilişkin değerlendirmelerini Değerlendirmeler sayfasında görebiliyor. Burada değerlendirme detaylarına tıkladığında hem AI'ın ona sunduğu raporlara tekrar erişebiliyor hem de mevcutsa hocasının bu rapora ve cevabına ilişkin değerlendirmesini ve yazdıklarını okuyabiliyor. Esasında maliyeti sınırlı tutabilmek için her öğrencinin her vaka için bir deneme hakkı var. Ama tekrar denemek isterse veya teknik bir hata sebebiyle analiz hakkını yanlış kullanırsa öğrenci dersin hocasından ek hak talep edebiliyor.

cezai'nin önünde hem teknik hem pedagojik açıdan daha kat edilecek çok yol var. Yapay zeka değerlendirmelerinin tutarlılığı, farklı disiplinlere uyarlanabilirliği, öğrenme çıktılarına etkisi gibi pek çok konuda veri toplamamız ve sistemi geliştirmemiz gerekecek. Aklımda sadece lisans öğrencilerine yönelik temel dersler değil, ileri seviye lisansüstü dersler ve spesifik konulara ilişkin eğitimler de var. Ayrıca sistemin davetiye usulünden genel kullanıcıya açılması için hem çok sayıda kullanıcı olduğu durumlarda masraflarının karşılanabilir bir hale gelmesi hem de içeriğinin çeşitlenmesi gerekli. İlk sorunun çözümü AI modelleri geliştikçe daha kolay hale geliyor, içeriğin çeşitlenmesi için ise şimdiden ulaştığım veya bana ulaşan hocalarımdan beklediğimden çok daha olumlu karşılıklar aldım.

Sonuç olarak, yapay zekanın hukuk gibi argümantatif disiplinlerde yaratacağı 'zihin tembelliği' meşru bir kaygıdır. Ancak bu kaygının panzehiri, bu araçları yasaklamak değil, onları 'muhakemeyi öğretmek' için yeniden programlamaktır.

'cezai' ile amaçlanan, öğrencinin yerine düşünen bir 'kâtip' yaratmak değil, öğrencinin düşüncesini geliştiren, ona kalabalık amfilerde sunamadığımız kişisel ilgiyi ve geri bildirimi her an sağlayabilen bir 'Sokratik asistan' sağlamaktır.

Yazının başındaki Boromir'in sorusuna dönersek: Evet, yüzüğü kullanmalıyız. Ama bunu tembellik için değil, tam tersine, mevcut sistemimizin imkansızlıklar nedeniyle başaramadığını başarmak için kullanmalıyız. Yani, her öğrenciye özel bir 'hoca' ilgisi sunarak, daha iyi düşünen, daha iyi yazan ve daha iyi tartışan hukukçular yetiştirmek için.

Bu yolculukta deneyimlerinizi, eleştirilerinizi ve önerilerinizi duymaktan mutluluk duyarım. Sonuçta bu platform da, tıpkı öğrencilerimiz gibi, en iyi geri bildirimlerle gelişecek.

Yeni yazılardan ve içeriklerden haberdar olmak için mail listesine kayıt olabilirsiniz.

No spam, no sharing to third party. Only you and me.